Genel
1.12.2022Deniz kenarında yazlık kullanımı için arsa ya da mevcut yapı satın almak ülkemizde hem yabancılar tarafından hem de şehir merkezinde yaşayan vatandaşlar tarafından oldukça sık düşünülen bir gayrimenkul yatırımıdır. Fakat bu yatırım türü kıyı kullanımına yönelik mevzuatların ortaya koyduğu yapılaşma yasakları nedeniyle bazı durumlarda risklerle karşı karşıya kalabilmektedir.
Tapu Sınırı Önemli
Satın alınmak istenen taşınmazın ana gayrimenkulün mevcut sınırları ile tapu sınırlarının örtüştüğünden emin olmak gerekir. Deniz, göl gibi alanların kıyısında bulunan konutlar genellikle müstakil yapıda olduğundan bazı alanlar komşu binalar ile ortak kullanımda olabilmektedir. Yani satın alınmak istenen taşınmaza dâhil olduğu düşünülen bahçe, garaj gibi alanlar aslında komşu parsele ait olabilir.
Gayrimenkul Denize Kaç Metre Uzaklıkta?
Kıyı Kanunu doğrultusunda sadece sahil şeridi sınırının sonrasındaki kara bölgesinde, özel mülkiyete ait konutların planlanması, inşa edilmesi mümkündür. Kıyı kenar çizgisinden itibaren ilk 100 metre içerisinde özel mülkiyetler bulunsa da burada yapı yapılması ilgili kanuna göre yasaklanmıştır. İlk 50 metrede yürüyüş, bisiklet yolları, sağlık ünitesi, çay bahçesi, büfe, meydan, yeşil alan, açık spor alanı, cami gibi kamusal kullanıma yönelik tesis ve yapıların yapılmasına izin verilmektedir. İkinci 50 metrelik mesafede ise ilk 50 metrelik alanda yapılabileceklere ek olarak günübirlik turizm tesisleri yapılmasına izin verilmiştir. Dolayısıyla 100 metrelik sahil alanı içerisinde yer alan yapı ve arsalarda imar ve iskân izni bulunmamaktadır. Bu alanlarda bulunan yapıların izinsiz yapı olarak nitelenmesi sonucu sahil şeridinden kıyı çizgisine kadar olan bölgedeki arsa ve yapıları satın alan vatandaşlar cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.
Denize Sıfır Ev Alırken Bir Daha Düşünün
Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Doğal ve ekolojik dengenin korunması, canlıların olumsuz etkilenmesinin önlenmesi amacıyla korunması gereken alandır. Bu sebeple kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan ve “kıyı” olarak adlandırılan alanda bulunan bütün araziler devlete aittir. Deniz kenarından ev veya arsa alırken dikkat edilmesi gerekilen nokta şudur ki: kıyı içerisinde yer alan özel mülkiyete tabi taşınmaz, devlet tarafından tapu iptal tescil davası açılarak bedelsiz olarak vatandaşın elinden alınabilir. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için yatırım yapmadan önce mutlaka uzman görüşü alınması gerekmektedir.
İmar Durumu Kontrol Edilmeli
Kıyıya yakın yerde bulunan gayrimenkul satın alınmadan önce imara açık olup olmadığı kontrol edilmesi gerekir. Eğer imara açıksa imar planı titizlikle incelenmelidir çünkü kıyı alanlarının kamusal alan olması sebebiyle kıyı kenarında yapılan bazı imar planlarında bu duruma aykırı kararlar alındığı görülmektedir. Tespiti durumunda ise plan iptal kararı alınabilmekte tapu iptali söz konusu olabilmektedir. Sonuç olarak deniz kenarından imar planına dâhil olan bir gayrimenkul satın alınmak istediğinde uzman görüşüne başvurulmalı, imar planını incelemesi istenmelidir.
Yine, kıyı kenar çizginin sonradan belirlenen imar planları ile tespiti de bir başka risk aracıdır. Birçok vatandaşın deniz kenarında kalan taşınmazı sonradan kıyı kenar çizgisi olarak ayrılmıştır ve bu konuda açılmış çok fazla sayıda tazminat davası bulunmaktadır.
Deniz kenarından yazlık ev veya arsa aldıktan sonra yukarıda belirtilen sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Yatırımınızın ve paranızın boşa gitmemesi için satın almadan önce ne ile karşı karşıya olduğunuzu bilmelisiniz. Hukuka Uygun, size taşınmazın mevcutta ve ileride karşılaşabileceği sorunları uzman ekibiyle araştırır, analiz eder ve yatırımınızın her aşamasında sizlere danışmanlık yapar.