Genel
16.03.2022Koruma Amaçlı İmar Planı 2863 sayılı kanunun 3. maddesinde aynen; “bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; halihazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır” şeklinde tanımlanır. Sit alanı ise yine aynı kanunda tanımlanır ve kısaca kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır. Bu itibarla, bir bölgenin sit alanı olarak tespit edilebilmesi için koruması gereken bölgelerden olması gerekir ve dolayısıyla koruma amaçlı imar planları da sit alanlarını düzenleyen planlardır.
Bu planların amacı; kültürel varlıkların kullanılması ile korunması arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Alanında yetki bir ekip tarafından mevzuata uygun olarak belirlenecek bir teknik şartname dikkate alınarak hazırlanır. Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik; bu planın hazırlanması, yapımında dikkate alınması gereken noktalar, onaylanması, uygulamaya konulması ve planı hazırlamada yetkin ekibin hangi özelliklere sahip olması gerektiği gibi hususları düzenler. Yine, “Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği” de koruma amaçlı imar planlarını tanımlamıştır.
Planı hazırlayan yetkin ekibin yani koruma kurulunun onayı bulunmadan plan üzerinde hiçbir şekilde değişiklik yapılamaz. Belediye meclisleri yahut il genel meclisleri ve diğer idarelerin yetkili makamları, kurul tarafından hazırlanan ve yetki bölgeleri uyarınca kendilerine iletilen imar planının yasaya uygun olup olmadığı hususunda genel bir değerlendirme yapar, eksik belge görülürse tamamlanması için uyarıda bulunur. Kurul ise bu planın iletilmesinden itibaren 6 ay içerisinde bir karar vermekle mükelleftir.
Görülmektedir ki; yasa koyucu, koruma amaçlı imar planlarını diğer uygulama imar planlarından yetki yönünden farklı bir rejime tabi kılmıştır. Nitekim, ilgili idarelerin yetkisi diğer planlara kıyasen sınırlıdır. Planı hazırlamakla mükellef ilgili idare, koruma kurulunun kararlarına riayet etmek zorundadır. Bu kararlar, sit alanlarındaki yapılaşma koşullarında düzenlemektedir. Koruma amaçlı imar planlarını onaylayan idarelerin yetkileri zaman bakımından da kısıtlanmıştır. İdareler, kurulun ilettiklerini plan taslaklarını 6 ay içerisinde onaylanmak zorundadır. Eğer ki, planlar bu sürede onaylanmazsa kesinleşir ve yürürlüğe girer. Buraya kadar yapılan açıklamalar, kültürel sit alanlarında düzenlenen planlar için geçerlidir ancak doğal sit alanlarında 2863 sayılı kanunun dışına çıkılmıştır. Zira, “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik” hükümleri uyarınca doğal sit alanlarında yetkili idare Çevre ve Şehircilik Bakanlığı haline getirilmiştir. Yine, yasada adı geçen “koruma kurulları”, burada yerini “Koruma Bölge Komisyonuna” bırakmıştır. Koruma Bölge Komisyonu “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü” nezdinde oluşturulan bir kuruldur. Her ne kadar ilgili yönetmelik, doğal sit alanları yönünden bakanlığı görevli kılmışsa da dikkat edilmesi gereken nokta 2863 sayılı yasaya aykırı imar planı hazırlanmaması gerektiğidir.